saçlar, deniz kabukları...





saç hafızadır benim nezdimde. saçların gidince hafızan da sıfırlanır. hatta saçlarından bu yüzden vazgeçebilir insan sadece. saç seninle uzar, seninle büyür, seninle yaşar anı. cansız bilinir ama canlıdır. bir ağaç dalı ne kadar canlıysa o da en az o kadar canlı. ikisinin de kökü ta dipte. saç gidince yaşananlar silinmez belki ama dibe çekilir, yosun tutar, yıllanır. yaşanan ne varsa işte o saç tellerine siner, orada saklanır...

resim: kına, d. '99

0 yorum var!:

Yorum Gönder

ne ki bu ki??

sesler, düşler, düşünceler, izlenimler, girizgâhlar, alıntılar, kalıntılar, keşifler, kâşifler, sanrılar, izler, izlekler, yollar, gürültüler, şarkılar, çığlıklar, başıbozukluklar, suskunluklar, yanılsamalar, sayıklamalar, yansımalar, yüzler, bakışlar, dokunuşlar, mırıldanmalar, sözcükler, göstergeler, saplantılar, tutkular, tutuklu kalışlar, sokaklar, caddeler, kentler, kalanlar, birikenler, süregelenler, yazıya dökülenler...

last.fm

kim ki bu ki??

Fotoğrafım
Istanbul, Türkiye
12 eylül darbesinden bir yıl sonra, bir sonbahar günü cihangir'de doğdu. sarıp sarmalanarak hâlâ yaşamakta olduğu semte getirildi. ilkokulu kırmızı montuyla okulun bahçesinde bir oraya bir buraya koşarak geçirdi. ardından karaköy kartçınar sokak'taki ortaokul/ lisesine başladı. burayı bitirince de üniversite için her sabah beyazıt, vezneciler'in yolunu tuttu. "insan" olmasaydı en çok "martı" olmak isterdi.. ya da bir "gemi", evet, bir "gemi"..

  © Blogger template Brooklyn by Ourblogtemplates.com 2008

Back to TOP